SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 539 >>

بَاب فِي الصَّلَاةِ تُقَامُ وَلَمْ يَأْتِ الْإِمَامُ يَنْتَظِرُونَهُ قُعُودًا

45. İmam Gelmeden Kamet Getirilmiş De Olsa, Cemaat Oturarak İmamı Bekler

 

حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَعِيلَ قَالَا حَدَّثَنَا أَبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي قَتَادَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِذَا أُقِيمَتْ الصَّلَاةُ فَلَا تَقُومُوا حَتَّى تَرَوْنِي قَالَ أَبُو دَاوُد وَهَكَذَا رَوَاهُ أَيُّوبُ وَحَجَّاجٌ الصَّوَّافُ عَنْ يَحْيَى وَهِشَامٍ الدَّسْتُوَائِيِّ قَالَ كَتَبَ إِلَيَّ يَحْيَى وَرَوَاهُ مُعَاوِيَةُ بْنُ سَلَّامٍ وَعَلِيُّ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يَحْيَى وَقَالَا فِيهِ حَتَّى تَرَوْنِي وَعَلَيْكُمْ السَّكِينَةَ

 

Abdullah b. Ebi Katade'nin babası (Ebu Katade) vasıtasıyla Nebî (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’den rivayet ettiğine göre, (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Namaz için ikamet edildiğinde beni görünceye kadar (ayağa) kalkmayınız"

 

Ebu Davud dedi ki: Bu hadis-i şerifi aynı şekilde Eyyub ile Haccacu's-Savvaf da,Yahya'dan rivayet etmişlerdir. Hişam ed-Destevaî dedi ki: "(Bu hadisi) bana Yahya (mektubunda) yazdı. " Bu hadisi bir de Muaviye b. Sellam ve Ali b. El-Mübarek Yahya'dan rivayet etmiş­ler ve rivayetlerinde (fazla olarak şunu) nakletmişlerdir: "Beni görün­ceye kadar (kalkmayınız ve) acele etmeyiniz"

 

 

Diğer tahric: Buhari, cum’a, ezan; Müslim, mesacid; Tirmizi, salat; cum’a; Nesaî, imame, ezan; Darimi, salat; Ahmed b. Hanbel, V, 304, 305, 307, 308, 310.

 

AÇIKLAMA:     Her ne kadar ta'likteki rivayetler aynen Eban'ın Yahya'dan rivayetine benziyorsa da Hişam bizzat Yahya'yı dinleyerek rivayette bulunmamıştır, mektubla rivayet etmiştir. Yani Hişam'ın rivayeti sadece bu bakımdan farklıdır. Muaviye b. Sellam ile Ali b. el-Mubarek'in Yahya'dan yaptıkları nakillerinde ise, "acele etmeyiniz" ziya­desi vardır.

 

Sahih-i Müslim'de rivayet edilen "Bilal, Resul-i Ekrem'in hücresinden çıktığını görmedikçe kaamet getirmezdi" manasındaki hadisle Ebu Davud'-un rivayet ettiği bu hadis-i şerif arasında bir tearuz yoktur.

 

Hafız İbn Hacer bu iki hadisin arasını şöyle birleştirmektedir: Hz. Nebi’in hücresin­den çıktığını gören Bilal (r.a.) hemen kaamete başlardı. Cemaat de ondan sonra Hz. Nebiin gelmekte olduğunu görür ve saf tutmaya başlardı. Binaenaleyh netice itibariyle bu iki hadis arasında bir fark yoktur. Yine bu hadis-i şerifle "Namaza kamet getirildi, biz de Resulullah (s.a.v.) yanımıza çık­madan önce kalkarak saf olduk"[Müslim, mesacid] ile "Namaz için kamet getirildi. Cemaat saflarını düzenlediler. Sonra Hz. Nebi hücresinden çıktı"[Buharî, ezan] mealindeki hadisler arasında da bir çelişki söz konusu değildir. Çünkü bu hadis-i şerifler, Hz.Nebi'in odasından çıkacağı tecrübe ile bilinen sa­atte kamet edip saf tutmanın caiz olduğuna delalet ederken; mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifleri Hz. Nebiin odasından çıktığı görülünceye kadar kamet getirmemenin ihtiyata daha uygun olduğuna, çünkü Hz. Nebiin aniden çıkan bir mazereti sebebiyle odasından çıkmakta gecikmesi halinde cemaatin uzun süre ayakta beklemesi icab edeceğine, bunun da bıkkınlığa sebeb olacağına delalet etmekte ve bu şekilde acele davranmaktan nehy etmektedir. Binaenaleyh bu   iki husus arasında bir çelişkiden söz edilemez.

 

Kamet getirilirken cemaatin hangi cümlelerde ayağa kalkacağı meselesi de fıkıh imamları arasında ihtilaf konusu olmuştur. Ulemanın bu mevzudaki görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz:

 

Malikilere göre: Cemaatin namaza kalkması için belli bir vakit yoktur. İsterse ikamet edilirken isterse ikamet bittikten sonra namaza kalkabilir.

 

Şafiîlere göre ise, müezzin ikameti bitirdikten sonra ayağa kalkılır.

 

Hanbelîlere göre, Müezzin kad kameti’s-selah derken ayağa kalkılır, fakat imam ayağa kalkmamışsa, müezzin kad kameti’s-selah demiş olsa bile yine de kalkılamaz.

 

Hanefilere göre; Müezzin hayya alel felah derken ayağa kalkılır. kad kameti’s-selah denildiği anda imam namaza başlar, [el-Cezîri.Kitabü'l-fıkh ale'l-mezahib ile'erbaa, I, 323-324] imam olan zat bu hareketiyle müezzini tasdik etmiş olur. Bununla beraber ikamet bittikten sonra da tekbir almasında bir beis yoktur. Hatta İmam Ebu Yusuf'la diğer üç mezheb imamına göre uygun olan da budur.[Bilmen, Büyük İslam İlmihali, s.138.]